Selanik Rehberi
Merhabalar, daha önce Yunanistan’ın başkenti Atina’dan bahsetmiştim, Atina Rehberi için buraya tıklayabilirsiniz.
Bu yazımda ise sizlere Selanik’ten bahsedeceğim.
Aristotelous Meydanı
Denizin hemen kenarında bulunan ve çevresi eski tarzda binalarla çevrili bir meydandır. Burada hemen hemen her gün bir etkinlikle karşılaşmanız mümkün. İster meydan civarındaki kafelerde ister meydandaki banklarda oturup atıştırmalıklarınız ve kahvenizin tadını deniz manzarasına karşı çıkarabilirsiniz. Meydanın denize yakın olan kısmında da Büyük İskender’in heykelini görme fırsatınız da var.
Beyaz Kule (Leukos Pirgos)
Selanik düşünüldüğünde ilk akla gelen yapılardan birisi kesinlikle bu kuledir. Aristotelous meydanından uzaklaşmadan deniz kenarının hemen yanında bulunan bu kuleyi 3 Euro gibi makul bir ücretle ziyaret edebilirsiniz. Daha önceleri bir hapishane olan bu kule artık bir müze görevi görmekte. Kulenin tepesinde şehrin ve denizin manzarasını izleyebilir, hatta Olympos dağını bile görebilirsiniz. Kulenin yanında genellikle bot turları bulabilirsiniz. Özellikle öğrenci olduğunuzu söyleyip pazarlık yaparsanız; gayet uygun fiyatlarla bot turlarına katılabilir, Selanik’i bir de denizden seyredebilirsiniz.
Rotunda
İmparator Galerius tarafından yaptırılan bu silindirik bina yıllar boyunca farklı dinlerin ibadethanesi olarak kullanılmış, ilk yapıldığında pagan ayinlerinin yer aldığı bu yapı daha sonraları Hristiyanlığın yayılması ile kilise, Osmanlı himayesine geçince de cami olarak kullanılmış, nitekim her döneminden parçalar halen bulunmakta; cami olarak kullanıldığı için minaresi, kilise olarak kullanıldığı için de mozaikler ve ikonları bir arada görebilirsiniz.
Galerius Kemeri
Rotunda yapısının hemen yanında bulunan ve İmparator Galerius tarafından yaptırılan bu kemer, döneminde ilk yerleşim yerinin bir giriş kapısı olarak kullanılıyordu. Bu kemerin üstünde imparatorun kazandığı savaşlar kabartmalarla ölümsüzleştirilmiş.
Ladadika
Aristotelous Meydanı’ndan kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz, renkli dükkanları ve evleriyle, taştan ve dar sokaklarıyla samimi bir ortamı andıran bu semt, ismini zeytin yağı satan birçok dükkânın bulunmasından alıyor. Günümüzde ise bu dükkânların yerini tavernalar, kafeler ve restoranlar almış. Yeni tatlar denemek için gidebileceğiniz, muhteşem bir atmosferi bulunan bu semte mutlaka uğrayın derim.
Ano Poli
Selanik’in ilk yerleşim yerlerinden 1917 yangınından kurtulan tek semt burasıdır. Kelime anlamı olarak ismi, “Yüksek Kasaba” anlamına gelir. Bu semtte yürürken âdeta zamanda yolculuk yapmış gibi hissedeceksiniz. Bu semt hem Türk hem Yunan mimari yapısını içeren evlerle dolu. Ayrıca bu semtin çevresi de surlarla çevrilidir; semti gezdikten sonra surlara çıkıp, şehri bir de o açıdan görebilirsiniz.
Müzeler
Fotoğrafçılık ve sinemaya ilgiliyseniz Sinema Müzesi’ne ya da Fotoğrafçılık müzesine gidebilirsiniz. Tarihe ilgi duyuyorsanız da Savaş Müzesine, Yahudi Müzesine, Bizans Kültür Müzesine ve Arkeoloji Müzesine gidebilirsiniz.
Atatürk’ün Evi
Gittiğinizde duygu dolu geçireceğiniz Atamızın evini de görmeden gitmek olmaz. Aristotelous Meydanı’na 800 metre Rotunda’ya da 200 metre mesafede bulunmakta. Atamızın evi 1935 yılında Yunan hükümeti tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmiş, hemen yanında da Türk konsolosluğu bulunmakta. Atamızın doğduğu odayı görebilir, bahçesinde de gençliğinde altında oynadığı ve zamanın babasının ektiği nar ağacı bulunuyor.
Her iki şehri de gezmiş olarak şahsen Selanik’i Atina’dan daha çok seviyorum. Sebebine gelecek olursak; Selanik’in tamamen bir liman kenti olması ve özellikle hem Türk hem de Yunan kültürünü, diğer azınlıkların kültürleriyle iyice harmanlanmış bir şekilde taşıması açıkçası benim daha çok hoşuma gidiyor. Umarım sizler de bu muhteşem şehri gezme ve deneyimleme fırsatını elde edersiniz.