Lüksemburg

Lüksemburg

  Lüksemburg, Almanya'nın 9-Euro biletleri sona ermeden uğradığım son durak oldu. Sabahın erken saatlerinde çıktığım yolculuk yaklaşık 5 saat sürdü. Güzel bir tren manzarasından sonra başkenti de kendisiyle aynı ismi taşıyan Lüksemburg'a geldim. Yaklaşık 620.000 nüfusu olan bu ülkenin yüzölçümü olarak da küçük olduğunu haritadan bakarak da anlayabiliyorsunuz. Bu küçük nüfus ve yüzölçümüne rağmen Avrupa'nın en zengin ülkesi olma özelliğine sahip. Bu yüzden fiyatlar biraz daha pahalıydı. Fakat toplu taşıma ücretsizdi. Zaten küçük bir yer olduğu için toplu taşımaya binmenize de gerek kalmayabilir.

  Zorlanmamak adında önceden araştırıp gitmek istediğim yerleri belirlemiştim. Bunlardan ilki Notre-Dame Katedral'i oldu. Buranın dışındaki heykeller ve işlemeler ile içindeki resim ve motiflerin gözünüze hitap edeceğine eminim. Kilise orgundan gelen müzik de bu güzelliğe bambaşka bir boyut katacaktır. Bana göre katedralde bulunan her şey çok estetikti. Ayrıca geldiğimizde ayin olduğu için kültürlerini canlı görme şansını yakaladık. Dua eden ve  kutsal su damlatılan insanları izlemek benim için çok keyifli bir deneyim oldu.

  Daha sonra mükemmel bir manzaranın bizi karşıladığı  Lüksemburg'a kuşbakışı baktığınız Chemin de la Corniche'e gittim. 'Avrupa'nın en güzel balkonu' unvanını da  taşıyan bu yere kesinlikle gidilmesini öneririm.

  Bu tepeyi gezdikten sonra aşağı inmek için Pfaffenthal Panoramik Asansör adındaki asansörü kullandım. Bu asansör transparan camıyla tepeden aşağıya inerken size güzel ve geniş açılı bir manzara sunuyor.

 Son olarak doğal bir güzellik olan Alzette Nehrinde dinlendikten sonra Lüksemburg yolculuğumu tamamladım.

  Lüsemburg benim için güzel bir tecrübeydi. Çevrede çokça olan turistler de buranın  güzelliğiyle insanları kendine çeken bir yer olduğunun kanıtıydı. Gelen herkesin burayı benim kadar  beğendiğine eminim. Şimdilik görüşmek üzere!