Bourschied Kalesi ve Yolculuk

Bourschied Kalesi ve Yolculuk
Photo by Manu / Unsplash

Merhaba arkadaşlar bugünkü blog yazımda sizlere hem Almanya'dan Bourschied Kalesi'ne olan yolculuğumuzdan hem de Bourschied Kalesi'nden bahsedeceğim.

Almanya'dan yola çıkmadan önce Lüksemburg gezimizi planladık. Planımızda Lüksemburg şehir merkezine varmadan gidilebilecek güzel kaleleri görmek de vardı. Bu kalelerden birisi de Bourschied Kalesi idi. Bu kalenin 10. yüzyılda yapıldığının varsayılması ve ihtişamlı duruşu dikkatimizi çeken nedenlerdendi. Bu sebeple yolculuğa çıkmadan önce burayı planımıza dahil ettik.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde bulunan Wuppertal'den araba ile yaklaşık 3 saat mesafede olan bu kale için sabah saatlerinde erkenden yola çıktık. Yola çıktığımızda rotamız Köln üzerinden Almanya'nın güney sınırına doğru gitmekteydi. Güney sınıra yaklaştıkça rakım artıyordu ve manzaralar göz alıyordu. Her iki yanımızda bulunan genişçe bir alana yayılmış tarım arazileri, otlaklar ve yeşillikler, çiftlik evleri, çiftlik hayvanları resmen hepsi masaldan fırlamış gibiydi. Lüksemburg'a doğru ilerledikçe insan sayısı azalıyor, evler ve diğer yapılar oraya özgün yapılar olarak göze çarpıyordu. İnanılması güç derecede huzurlu olan bu kasabalardan geçerken bizi heyecanlandıran tek şey artık kale değil aynı zamanda atmosferdi. Doğanın ve tarihin bu denli korunmuş olması resmen bizi zamanda yolculuğa çıkarmıştı. Kaleye yaklaştıkça sis gibi inen bulutlar, nehir ve muhteşem renklerde ağaçlardan oluşan sık ormanlar mükemmeldi.

Bourschied Kalesi'ne varmak üzereyken kaleyi Sure Nehri'ni geçtikten sonra görmeye başladık. Tabii ki bu nehri fotoğraflamayı da ihmal etmedik. Bourschied Kalesi'ne vardığımızda dikkatimizi ilk çeken bu taş yapının aslında ne kadar yıpranmış olduğuydu. Doğrusu neredeyse bin senelik bir süreden bahsediyoruz ve bu beklediğimiz bir şeydi. Kaleyi gezmeye başladığımızda kalenin iç ve dış kısmı olarak iki farklı şekilde dizayn edildiğini söyleyebilirim. 8 kuleli dış duvar ve 4 kuleli iç duvar olarak, iç kalede; bir şapel, bir büyük salon ve bir meydan vardı. Sonradan yapılmış dış dairesel duvar ise gözlem noktaları ile dikkat çekiyordu. İçeride bulunan kafe kısmının biraz fazla restore edildiğini düşünüyorum. Tarihi doku ile uyum sağladığını pek söyleyemem ancak ne olursa olsun tarihi hissedebilmek mümkündü. Bu eşsiz deneyimi yaşadığım için çok mutluyum. Kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.