Belçika ve Bir Gün
Merhaba arkadaşlar, bugünkü yazımda sizlere araba ile Belçika yolculuğum ve Belçika'da bir günümden bahsedeceğim.
Wuppertal'den yola çıkmadan önce rotamıza haritalardan baktık ve gerekli planları yaptık. Hazırlıklar bittikten sonra, yol için yiyecek ve içecek hazırlıklarımızı da tamamladık.
Sabah arabanın yağını ve suyunu kontrol ettikten sonra yola koyulduk. Rotamız yaklaşık 2.5 - 3 saat kadar sürecekti. Wuppertal üzerinden Belçika'nın başkenti Brüksel'e araç ile gitmek için, Düsseldorf ve Hollanda üzerinden gitmek gerekiyordu. Aracı kullanırken harita uygulamaları sayesinde hiç zorlanmadım. 240 km kadar süren yolculuğumuzda 3 saatin sonunda aracımızı otoparka park etmek için ücretli otoparklardan birine bıraktık. Buranın beş saatlik ücreti yaklaşık 13 euro kadar tuttu.
Brüksel'e vardığımızda havanın çok rüzgarlı ve soğuk olması dikkatimi çekti. Araçtan meydana iner inmez gözüme çarpan ilk yapı "Galeries Royales Saint-Hubert" idi. Burası bir sanat galerisiydi ve gözüme çarpan ilk şey tavanda uygulanmış mimari idi.
Daha sonraki durağımız Grand Place idi. Ancak buraya varmadan önce bir çok hediyelik dükkanına uğradık. Buradan magnetler ve kartpostallar aldık. Grand Place'e vardığımızda gözümüze çarpan ilk şey mükemmel yapılar ve mimariler idi. Altın işlemeler ve ince işçilikler resmen parlıyordu. Burada bir çok fotoğraf çekilmek için sabırsızlanmıştım. Grand Place Brüksel'in en dikkat çekici ve en uğrak noktasıydı diyebilirim. Sezonda olmamamıza rağmen binlerce turist gördük diyebilirim.
'Grand Place'i' gezip tadını çıkardıktan sonra bir kahve molası verdik. Bu moladan sonra diğer durağımız 'St. Michael ve St. Gudula Katedrali' idi. Bu katedralden diğer yazımda daha detaylı bahsedeceğim.
Katedral gezimizden sonra Kraliyet Sarayı'nın önünde küçük bir geziden sonra aracımıza dönmek durumunda kaldık çünkü dönmemiz için kısıtlı vaktimiz kalmıştı. Yolculuk yaklaşık 3 saat sürdüğü için geri dönüş saatimizin çok geç olmamasına karar verdik.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.