Amsterdam

Amsterdam

  Merhaba! Bloglarımda bu zamana kadar birçok yere yer verdim. Fakat şimdilik en çok beğendiğim yer şimdi bahsedeceğim Amsterdam oldu. Diğer şehirlerde genel olarak sakinlik hakimdi. Bu ne kadar rahatlatıcı olsa da, kendi adıma konuşacak olursam bir süre sonra hareketli yerlere hasret bırakıyor. Amsterdam bu hasreti gidermek için çok güzel bir seçenek.

  Amsterdam'daki ilk durağım Dam Meydanı oldu. İlk önce yapıların güzelliği ve bir sürü insan eşliğinde sokakta yapılan bir sihirbazlık gösterisini seyrettim. Yine Dam Meydanında bulunan Madam Tussauds'a ben bu seferlik giremedim. Ama siz girebilirsiniz. Daha sonra biraz acıktığım için Amsterdam'da ünlü olduğunu bildiğim bir yerden uzun insan kuyruğuna girerek patates kızartması aldım. Yediğim en güzel patates kızartmalarından biriydi. Karnımı da doyurduktan sonra Amsterdam sokaklarında gezmeye başladım. Turistik bir yer olduğu için bir sürü hediyelik eşya dükkanı vardı. Buralar beklediğimden daha ucuzdu. Bunun dışında Hollanda Flemenkçe 'Kaas' denen peynirleriyle ünlüdür. Bu peynirlerden de en meşhurları olan Edam, Gouda, Geitenkaas, Parrano peynirlerini deneyebilirsiniz.

    Diğer durağım ise Zaanse Schans oldu. Burası yel değirmenlerinin ve bir derenin oluşturduğu güzel bir yerdi. Çevresinde bulunan evlerde insanların yaşaması beni şaşırttı ve 'Acaba burada yaşamak nasıl olurdu?' diye düşündürttü. Burada yine Hollanda geleneği olan tahta ayakkabı yani takunyaların sergilendiği ve  bilgi alabileceğiniz yazıların olduğu güzel bir yer vardı. Çalışanlar da bu takunyalardan giyiyordu ve hatta isterseniz sizin de sahip olmanız için biraz ileride bu takunyalardan satıyorlardı. Takunyalar dışında hediyelik de bir sürü çok güzel eşyalar vardı. Ben de buradan kendime ve çevreme anahtarlık aldıktan sonra Amsterdam maceramı bitirdim.

   Avrupaya gelen bir insanın es geçmemesi gereken ve benim çok beğendiğim bir yer oldu Amsterdam. Umarım daha sonra tekrar gelebilirim. Okuduğunuz için teşekkürler!