Lüksemburg Gezi Rehberi
Herkese merhaba, bugünkü blogumda sizlere Avrupa'nın en küçük ülkelerinden birinden bahsedeceğim. Lüksemburg coğrafi anlamda ne kadar küçük olursa olsun ülkenin zengin kaynakları sebebiyle iş merkezleri ve şirketler için çok değerli bir ülke. Ben de Lüksemburg'a 9 euro ticket bitmeden önce gittim. Yaklaşık 4 saatlik tren yolculuğunun ardından toplu taşımanın ücretsiz olduğu güzel ülkeye yani Lüksemburg'a ulaştık. Lüksemburg gerek mimarisi ve şehir yapısıyla çok şık ve elit görünüyor. Bu ülkeyi ne kadar yorucu olsa dahi bir gün içinde gezip bitirebildik. Tüm tarihi kısımlarına, merkezine ve oradaki şık sokaklarına hayran kaldık. Almanya'ya kıyasla daha pahalı bir ülke olduğu için yanınızda atıştırmalık yiyecek ve içecek götürmenizi tavsiye ederim.
Lüksemburg'ta çok uzun bir asansöre bindik ve bu asansörle Lüksemburg'u panaromik olarak görme fırsatı yakaladık. Bol bol yürüyüşler yaptık ve şehri keşfettik. Doğa harikalarının yanı sıra şık kiliseleri ve diğer mimari güzellikleriyle fotoğraf çekilmek için bulunmaz bir fırsat. En güzel yanı ise kolaylıkla Almanya'dan Lüksemburg'a ulaşıyor olmamız. Bizim için en güzel fırsatlardan biri de Lüksemburg ziyaretimizi yaptığımız gün şehirde ikinci el ürünlerin satıldığı çok güzel bir pazara denk gelmemiz oldu. Çok değerli kitaplar, cam ürünler ve takılar görme fırsatı yakaladık. Bunlara ek olarak Lüksemburg'ta üç ana dil var. Fakat en çok kullanılan dil anladığım kadarıyla Fransızca. Ülkedeki neredeyse tüm tabelalar ve trafik işaretleri Fransızcaydı. Fakat yoldan geçen bir Lüksemburglu'ya İngilizce bir yol tarifi veya soru sorduğunuzda çok rahatlıkla cevap veriyorlar. Bu açıdan hiçbir sorun yaşamadık. Mutlaka Lüksemburg'u gezmenizi tavsiye ederim.