Lahey

Lahey, ya da diğer adıyla Den Haag, yolculuğum Düsseldorf - The Hague arası aldığım Flix Bus biletimle başladı. Yaklaşık 4 saat süren yolculuğum otobüste bulunan rahat koltuklar, otobüsün çok kalabalık olmaması, ara ara verilen molalar ve koltuk yanlarındaki prizler sayesinde çok rahat geçti. Yolda giderken Hollanda'daki binalar bana küçük tatlı kasabaları anımsattı. Gördüğüm kadarıyla yol üzerinde yüksek binalar yok denecek kadar azdı. Daha sonrasında Lahey'e vardığımda, toplu taşımaları kullanmam için gereken 7.50 euroluk OV-chipkaartı Albert Heijn'dan aldım. Bu kartı her bindiğinizde olduğu gibi her indiğinizde de basmanız gerekmektedir. Gitmem gereken yerlere chipkaartım ile çok rahat gidebildim.
En başta biraz dinlenmek ve hava almak için Zuiderpark'a gittim. İçinde bulunan ağaçlar, göller, göllerde yüzmekte olan ördeklerle ben dahil birçok insanı kendine çeken tatlı bir yerdi. Her yerde olduğu gibi burada da bisiklet yolu vardı ve insanlar daha önce görmediğim farklı tarzlarda bisikletler sürüyorlardı. Sadece iki teker ve koltuktan oluşandan, ebeveynler için yapılmış ve önünde çocuklarını taşımalarını sağlayan bisiklete kadar. Öğrendiğim bilgiye göre Hollanda’da 35 bin km’lik bir mesafe uzunluğunda ülke geneline yayılmış bir bisiklet yolu bulunmaktaymış. Zaten adım başı göreceğiniz gerek park halinde gerek seyir halindeki bisikletlerden bisikletin ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz.
Yol yorgunluğumu Zuiderpark'ta attıktan sonra, chipkaartımı kullanarak tramvaya bindim ve sonraki durağım Scheveningen Rıhtımı oldu. Burası deniz kenarında olan ve bence gidilmesi gereken bir yerdi. Sahilde oturan insanlar dışında denize giren insanlar da vardı. Bazı insanlar ise tercihini benim London Eye'a benzettiğim, güzel kabinlere sahip bir dönme dolaba binmekten yana kullanmıştı. Adı The Pier SkyView olan bu dönme dolap aynı zamanda Avrupa'nın deniz üzerine dikilmiş ilk dönme dolabıymış. Yükseklik korkum nedeniyle The Pier SkyView'ı tecrübe edemesem de bir binişin yaklaşık 15 dakika sürdüğünü ve yetişkinler için ücretinin 14 euro olduğunu öğrendim. Sahili gezip gördükten sonra bir şeyler yemek içmek için deniz kenarında olan onlarca güzel mekandan birini seçtim. Fiyatları Almanya'ya göre bir tık daha pahalı olsa da manzarası, insanları ve aldığınız hizmetle kesinlikle sizi pişman etmeyecektir.
Son olarak mağazaların olduğu Kalvermarkt - Stadhuis tramvay durağında inerek ihtiyacım olan şeylere baktım. Siz de bir şeyler bakmak isterseniz buradan bakabilirsiniz.
Daha çok az bir kısmını gezebilmiş olsam da Hollanda kesinlikle benden tam not aldı. Diğer şehirlerini de gezmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler!