Köln
Merhaba! Bugün sizlere Köln'deki bir günümü nasıl geçirdiğimden bahsetmek istiyorum. Kolonya, asıl adını dünyada ilk kez üretildiği Almanya'nın Köln şehrinden alıyor. Kelime anlamı ise Fransızca'da Köln suyu anlamına gelen 'Eau de cologne'. Bunu size az sonra bahsedeceğim müzeden öğrendim.
Köln denince ilk akla gelen şeylerden biri olan heybetli ve gotik bir mimariye sahip olan Köln Katedrali tren durağına yakın olduğu için ilk uğradığım yer oldu. Bu katedral gördüğüm en güzel ve en büyük katedraldi.
Daha sonra Farina Haus adlı müzeye gittim. Bu müze çok ilgi çekiciydi. Ve size zamanında Napolyon ve diğer zenginlerin kullandığı ve o zaman çok pahalı olan, Farina'ların ürettiği parfümü ve tarihini anlatan bir rehbere sahiptik. Son olarak interaktif bir şekilde bize verilen kokuların ne olduğunu bulmaya çalıştıktan sonra bize küçük bir koku hediye edildi. Çok keyifli bir yerdi. Eğer Köln'e yolunuz düşerse mutlaka gelin.
Sonraki planım Çikolata Müzesi'ne gitmekti fakat geldiğimde kapalı olduğu için gidemedim. Ama hemen müzenin yanında olan büyük dönme dolaba binme şansını yakaladım. Buradan Köln'ün manzarası çok güzel bir şekilde görünen manzarası beni büyüledi.
İsterseniz burada bulunan gemilerle Ren Nehri üzerinde 2 saatlik güzel bir Köln turu yapabilirsiniz. Ben böyle bir turun varlığını öğrendiğimde son seferi de kaçırdığım için binemedim.
Buna ek olarak Ren Nehrinin üstündeki Hohenzollern Köprüsünde bulunan binlerce insanın kilitlerini alıp buraya kitlediği ve kendilerinden sonsuza kadar bir iz bıraktığı bu yere siz de bir yenisini ekleyebilirsiniz.
Almanya'da gidip en sevdiğim yer Köln oldu. Çok sıcak ve hareketli bir yerdi. Siz de hareketli yerleri seviyorsanız buraya uğramalısınız. Okuduğunuz için teşekkürler'