Paris Gezisi
Herkese merhabalar. Bugün sizlere Paris gezimizden bahsedeceğim. Biz gezerken çok keyif aldık umarım siz de okurken keyif alırsınız. Öncelikle Paris'i biraz tanıyalım.
Istanbul ve Londra'nın ardından dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris, Fransa'nın başkenti ve en büyük şehri olarak büyüleyici bir tarih, kültür ve sanat mirası sunmaktadır. Şehir, Seine Nehri'nin kıyısında yer alır ve Eiffel Kulesi, Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali gibi simgesel yapılarıyla tanınır. Paris'in en dikkat çekici özelliklerinden biri şüphesiz tarihi ve mimari zenginliğidir. 19. yüzyılda inşa edilen ve Gustave Eiffel tarafından tasarlanan Eiffel Kulesi, şehrin sembollerinden biri olarak gökyüzüne yükselir. Louvre Müzesi ise dünyanın en büyük ve en ünlü sanat müzelerinden biri olarak kabul edilir, Mona Lisa dahil birçok önemli eseri barındırır. Paris aynı zamanda romantizmin ve kültürel çeşitliliğin de merkezlerinden biridir. Seine Nehri'nin kıyıları boyunca yer alan kafeler, restoranlar ve kitapçılar, ziyaretçilere keyifli anlar yaşatır. Montmartre Tepesi, sanatçıların ilham aldığı bir bölge olarak ün kazanmıştır. Sokak sanatçıları, ressamlar ve müzisyenler burada bulunabilir. Fransız mutfağı da Paris deneyiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Şehir, dünya çapında ünlü şeflerin restoranlarını barındırır ve geleneksel Fransız lezzetlerini tadabileceğiniz pek çok seçenek sunar. Café de Flore, Le Comptoir du Relais gibi kafeler edebi ve entelektüel tarihin önemli noktalarından bazılarıdır. Paris aynı zamanda modanın da kalbinde yer alır. Dünyaca ünlü moda evleri, lüks mağazalar ve haute couture koleksiyonları, şehri moda tutkunlarının cenneti haline getirir. Champs-Élysées Caddesi bu açıdan önemli bir merkezdir. Tüm bu özelliklerin yanı sıra Paris, çeşitli etkinliklere, festivallere ve sanatsal gösterilere de ev sahipliği yapar. Mode ve Mobi'lik Haftası, Fête de la Musique (Müzik Günü), Nuit Blanche (Beyaz Geceler) gibi etkinlikler şehri canlandırır. Sonuç olarak, Paris romantizm, kültür, tarih, sanat ve moda gibi pek çok yönüyle zenginleşmiş büyülü bir şehirdir. Hem klasik simgeleri hem de modern dinamizmiyle ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.
Biz gezimize Paris otogarında inerek başladık. Pantheon'a doğru yürüdükçe şehir daha da güzelleşmeye başladı. Şehir merkezine ulaştığımız an Paris'e geldiğimizi anladığımız andı. Daha sonra Louvre, Eyfel, Luxembourg Bahçesi gibi bir çok turistik yere gittik. Hepsi birbirinden güzeldi. Creme Brulee, croissant, pain de chocolat yemenizi tavsiye ederim. Kaldığınız yerin konumunu seçerken dikkatli olmanızı öneririm. Eğer gezinizi haftasonu yapacaksanız günlük ticket almanızı tavsiye edebilirim.