Erasmus’ta Almanya’dan Amsterdam’a: Kültür, Fiyatlar ve Uzaktan Çalışmanın Gücü
Almanya'da Erasmus stajı yaparken, bir hafta sonu fırsatını değerlendirip ilk kez Hollanda’nın büyüleyici başkenti Amsterdam’ı ziyaret ettim. Hem Almanya’daki yaşam tarzını hem de Amsterdam’ın kültürel dokusunu deneyimlemek, Avrupa’da Erasmus yapmanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Almanya ve Amsterdam: Kültür, İnsanlar ve Market Fiyatları
İlk dikkat çeken fark insanlardı. Almanya’da insanlar genellikle mesafeli, düzenli ve kurallara daha bağlı. Amsterdam'da ise daha rahat, dışa dönük ve bisikletleriyle şehri adeta bir oyun alanı gibi kullanan bir halkla karşılaştım. Özellikle gençler arasında bireysel ifade ve özgürlük duygusu çok daha belirgin.
Market fiyatları açısından Almanya hâlâ Avrupa'nın en uygun ülkelerinden biri. Temel gıda ürünleri, özellikle Lidl, Aldi gibi market zincirlerinde oldukça uygun. Amsterdam’da ise aynı ürünleri almak istediğinizde %20-30 daha fazla ödeme yapmanız gerekebiliyor. Özellikle dışarıda yemek yemek ya da kahve içmek Almanya’ya kıyasla daha pahalı.
Amsterdam’da Gezdiğim Yerler ve Meşhur Patates
Ziyaretimde Dam Meydanı, Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi, Red Light District, Anne Frank Evi ve tabii ki Vondelpark gibi ünlü noktaları gezdim. Şehirdeki kanallarda yapılan tekne turu ise eşsiz bir deneyimdi. Sokaklarda yürürken sıkça karşıma çıkan patatesçilerden meşhur Hollanda usulü kalın kesilmiş kızartılmış patateslerden (frites) denedim. Üzerine parmesan peyniri bol mayonez ya da farklı soslar ekleniyor, oldukça doyurucu ve lezzetliydi!
Home Office Çalışmak ve Farklı Bir Ülkeyi Deneyimlemek
Tüm bunları mümkün kılan şey ise staj yaptığım şirketin sunduğu home office (uzaktan çalışma) esnekliğiydi. Sabah toplantılarımı Amsterdam’daki bir kafede tamamlayıp öğleden sonramı şehir keşfine ayırabildim. Bu esneklik, seyahat ederken çalışmayı mümkün kılarak hem profesyonel hem de kişisel gelişimi aynı anda destekliyor.
Yönetici Desteğiyle Gelen Özgürlük
Şirketimden bu süreçte aldığım en büyük destek, Nuri Bey farklı şehirleri gezme ve yeni kültürler tanıma konusundaki teşvik edici yaklaşımı oldu. Onun bakış açısı, sadece teknik becerilerin değil, aynı zamanda farklı coğrafyalarda insanların nasıl yaşadığını ve çalıştığını anlamanın da mesleki gelişimin bir parçası olduğunu bana gösterdi. Gerçekten de bu seyahatler sayesinde yalnızca yazılımla ilgili becerilerimi değil, aynı zamanda bakış açımı da genişlettim. Avrupa'daki kültürel çeşitlilikle tanışmak, bana çok yönlü düşünmenin ve adaptasyon kabiliyetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.