Budapeşte Rehberi

Merhaba arkadaşlar, bu yazımda sizlere Budapeşte’de gezip görme fırsatı yakaladığım ve mutlaka gezmenizi tavsiye ettiğim yerler hakkında bir yazı yazacağım.

Şahsen Macaristan’a ilk gittiğimde bu kadar güzel olmasını beklemiyordum. Nitekim gitmeden önce herhangi bir araştırma da yapmamıştım. Fakat özellikle Budapeşte’de gezdikçe her sokakta daha da büyülendiğimi fark ettim. Budapeşte adeta masal diyarlarına anımsatan orta çağ şehri gibiydi. Gelin birlikte bu yerleri keşfedelim.

Aziz Stephen Bazilika (Saint Stephen Basilica)

İsmini Macar’ların ilk kralından alan bu bazilikanın, gerçekten ihtişamlı ve büyüleyici bir mimarisi var. Budapeşte’deki en yüksek kilise unvanına sahip olan bu kilisenin tepesinden de 2 Euro gibi uygun bir fiyata Budapeşte’yi 360 derece görebilirsiniz. Özellikle kubbesi bir sürü mozaik ve 50 farklı mermer ile detaylandırılmış. Sağ kulesindeki çan ise Budapeşte’nin 9 tonluk ağırlığı ile Budapeşte’nin en büyük çanıdır. İlginç olan bir diğer detay ise Katolikliği de kabul eden bu ilk kralın sağ eli mumyalanmış olarak burada tutulmakta ve her yıl 20 Ağustos’ta ölüm yıldönümü için şehrin sokaklarında gezdirilmekte.

Kahramanlar Meydanı       

Attila’nın mezarının yeri tam olarak bilinmese de bu meydanda sembolik olarak bir mezarı bulunmakta. Bunun dışında Macar tarihinin önemli kahramanları ve krallarının heykelleri de bu meydanı süslemekte.

Parlamento Binası

Tuna Nehri’nin hemen yanında bulunan bu parlamento binası Budapeşte’deki en büyük binadır ve Gotik mimari ile 1872’de inşa edilmiştir. Açıkçası iç kısmı da turistlere açık olmasına rağmen, iç kısmını gezmedim. Fakat iç kısmı da dış kısmı kadar ihtişamlı ve büyüleyiciymiş.

Buda Kalesi

İlk olarak 1356 yılında inşa edilen bu kale birçok değişim ve restorasyon geçirmiş. Özellikle savaşlardan dolayı birçok kez tahribata uğramış. Kalenin iç kısmı göz ardı edilse de çevresi ve dış kısımları muhteşem.

Halászbástya

Budapeşte’nin Buda kısmında bulunan bir yapı adeta Disney filmlerinden çıkmış bir sarayı andırıyor. Budapeşte’de gezmekten en çok zevk aldığım yer burasıydı. Adeta büyülenmiş gibiydim. 1895 ve 1902 yılları arasında inşa edilen bu kale Avusturya-Macar imparatorluğunun altın çağının bir simgesi sayılmakta. Bir tepenin üzerine inşa edildiği için surlarından Budapeşte’nin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Avrupa’nın bence en güzel şehirlerinden olan Budapeşte’yi gezme fırsatını yakaladıysanız mutlaka kaçırmayın derim. Hemen hemen birçok sokağında Gotik mimaride yapılar ihtişamlı heykeller görebilirsiniz.