Avrupa Gezisi
Merhabalar, bugünkü yazımda genel olarak Lüksemburg, Belçika ve Hollanda gezilerimden bahsedeceğim. Öncelikle aralarında en çok beğendiğim gerek mimarisiyle olsun gerek de insanlarıyla olsun Lüksemburg oldu. Lüksemburg'un adından da anlaşılacağı gibi gerçekten lüks bir ülke olduğunu belirtmekte fayda var. Doğası ve kaleleriyle bilinen Lüksemburg'da insanlar gerçekten sıcak kanlı ve sakin. Ekonomik açıdan da refah seviyesinin en yüksek olduğu ülkelerden birisi. Benim ilk ilgimi çeken toplu taşımaların ücretsiz oluşuydu. Almanya'ya geldiğinizde Lüksemburg'u gezip görmenizi ve Bourscheid Kalesine gitmenizi mutlaka tavsiye ederim.
Belçika gezim evden geç çıkmama ve kış saati uygulamasından dolayı havanın erken kararmasına bağlı olarak kısa sürdü diyebilirim. Belçika'nın Brüksel şehrinde geçirdiğim bu gezide ne tarafa dönseniz tarihi bir yapıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Grand Palace'ın meydanında waffle yiyerek keyifli vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca öylesine yolda yürürken karşılaştığım Cinematix adlı sinema müzesi de beni etkilemişti. İçeride sinemalarda bulunan tekniklere dair yazılar ve çeşitli resimli sinema oyunlarıyla karşılaşacaksınız.
Hollanda gezisinden bahsetmem gerekirse kış ayının etkisiyle ne kadar objektif bir bakış açısıyla bakabileceğimi bilemiyorum. Çünkü Kasım aylarında kesici bir soğuk hakim. Hollanda'da ilk dikkatimi çeken şey ise farklı bir eğlence ve sosyalleşme anlayışına sahipler. Bu kimisinin çok hoşuna gidecek kimisininse iğrenecek bir eğlence anlayışı olduğunu söyleyebilirim. Gezerken tarihi yapılara pek uğramadım ancak pişman da değilim. Çünkü Hollanda'nın bu kültürü benim daha çok ilgimi çekti ve öğrenmek hoşuma gitti. Kısacası ben gittiğim bu 3 ülkeden de çok memnun kaldım. Ancak Almanya Avrupa Ülkeleri açısından gerek trafik olsun gerek diğer kurallar olsun en çok Avrupa'da hissettiren ülke oldu.