Almanya’da Beğendiğim Şeyler-1

Herkese merhaba, bugün sizlere Almanya’da kaldığım süre boyunca dikkatimi çeken güzel şeylerden bahsedeceğim. Bu yazımda sadece üçünden bahsedecek olsam da; yeni şeyler gördükçe bu seriye ekleyeceğim.

Peki Avrupa’nın kalbi Almanya’nın güzellikleri neler gelin hep birlikte inceleyelim.

1. Geri Dönüşüm ve Çöp Ayrıştırma

Erasmus+ stajımın ilk haftalarından itibaren; geri dönüşüm adı altında evdeki çöpleri ayrıştırmak gündelik hayatımın bir parçası oldu. Kağıt karton ve türevleri, ambalajlar, biyolojik atıklar ve bunların dışındaki geri dönüştürülebilir atıklar için dört farklı türde çöp kovasını kullanıyordum. Almanların bu konudaki hassasiyeti sayesinde son 35 yılda genel çöpe atılan kağıt, cam, metal veya plastik atıkları yüzde 80 oranında azalttıklarını düşündüğümde çöp ayrıştırmak yorucu gelmemeye başladı. Siz de Almanya’ya gelmeden önce nasıl çöp ayrıştırabileceğinizle ilgili detaylı bilgi almak isterseniz Erasmus Blog yazarlarından Furkan Emre Çakıroğlu’nun yazısına bir göz atmanızı öneririm.

2. Yaya ve Bisikletlilere Verilen Önem

Sadece ışıklara bakarak yürüyebileceğiniz bir ülke düşünün. Yayalar ve bisikletliler, Almanya sınırları içinde gerek her yerde bisiklet yolunun oluşu gerekse yaya geçitlerinin gereğince kullanılması sayesinde gayet rahat bir şekilde hareket ediyor. Akşam vakti etrafta hiç araç olmamasına rağmen kırmızı yanan yaya ışığının yeşil olmasını bekleyen insanlar başta biraz garip gelse de kurallara uymanın verdiği güven hissini sonuna kadar hissedebiliyorsunuz.

3. Mimari

Geniş sokakları ve diğer ülkelere nazaran binaları ve sokakları kaplayan reklamların daha az oluşuyla her sokağı ayrı güzel olan bu ülkede çok eski ama dayanıklı binaların ülkeye ayrı bir hava kattığını görebilirsiniz. Eski dediğime bakmayın, eski bir apartmanın üzerinde görmeye çok da alışık olamadığımız işlemelere veya heykellere denk gelmeniz mümkün. Gelmeden önce telefonunuzda bolca yer açın derim.

Bana yeni alışkanlıklar kazandıran, gezdikçe yeni güzelliklerine şahit olduğum Almanya’da gördüğüm güzelliklerin ilk kısmı burada bitiyor. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, Auf Wiedersehen!